Sırbistan Başbakanı Djuro Macut, ülkesi ile Çin arasında uzun bir geçmişe dayanan kaya gibi sağlam dostluk bulunduğunu belirtti. Başbakan Macut, kısa süre önce gerçekleştirdiği Çin ziyareti sırasında Shanghai’da Çin Medya Grubu’na (CMG) verdiği demeçte, Çin’deki gelişimlerin ülkesinin kalkınmasını teşvik ettiğini söyledi. Çin’in kendi çekirdek çıkarlarını korumadaki kararlı tutumuna yönelik desteğini açıkça dile getiren Macut, Sırbistan’ın daima Çin’in tutumunu desteklediğini vurguladı.

Shanghai’da düzenlenen Uluslararası İthalat Fuarı’na katılan Sırp Başbakan, fuar alanında kurdukları geniş standlarının Çin ile arasındaki işbirliğinin bir göstergesi olduğunu kaydetti.

Ülkesi ile Çin arasında korunan dostluğun iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari temaslara ve halklar arasındaki bağlantılara dönüştüğünü söyleyen Macut, “Çin, her zaman Sırbistan’ın ve adaletin yanındadır.” ifadesini kullandı. Tek Çin ilkesini tamamen anladıklarına işaret eden Macut, Çin’in bu tutumunu daima desteklediklerini yineledi.

Eğitimin gücüne değinirken, Çinlilerden, değer yargılarından ve sosyal bilimlerdeki araştırmalarından çok şeyler öğrendiklerini anlatan Macut Çinli öğrencilere de değerler kazandırabileceklerini belirtti. Ayrıca, Macut Sırp gençler arasında Çince öğrenme hevesinin arttığına işaret etti.

İki devlet liderinin yönlendirmeleriyle ikili ilişkilerde istikrarlı gelişme eğilimi korunduğuna dikkat çeken Macut, geçen yıl ikili ilişkilerin yeni çağda kader birliği seviyesine yükseltildiğini hatırlatarak bunu ikili ilişkilerin yeni bir aşamasına girdiğinin işareti olarak değerlendirdi. Macut, iki ülke arasında ticaret, endüstriyel kalkınma, eğitim, sağlık ve yapay zekâ gibi alanlarda işbirliğinin geliştirilmesi önerilerinde bulundu.

Macut, ikili ilişkilerin gelecek 10 yılda yeni bir basamağa çıkacağının ve bu nedenle bu ilişkilere uzun bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğinin altını çizdi.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in ortaya koyduğu dört uluslararası inisiyatifin Birleşmiş Milletler Şartı’nın içeriğini zenginleştirdiğini ve çağın eğilimlerine uygun olduğunu belirterek küresel yönetişim için tüm ülkelerin sesleri dinlenerek dünyada kader birliğinin tesis edilmesi gerektiğini vurguladı.